20 Haziran 2007 Çarşamba

Uydurun aslanlarım, uydurmayana ekmek, su yok!

Kulüplerin yalanladığı balon haber sayısının günlük ortalamaları gittikçe yükseliyor. Bazen günde üç balonun yalanlandığı bile oluyor.

Son örneği Fenerbahçe kulübünun bugünkü resmi sitesinde mevcut.

http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=7806

http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=7805

http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=7804


"Acaba şöyle yazsak kavga çıkar mı? Böyle yazarsak, diğerleri cevap verir, üç günlük haber için malzeme çıkar." mantığıyla spor haberciliği yapılıyor, kulüpler birbirlerine düşürülüyor, netice olarak taraftarlar birbirlerine düşman edilmeye çalışılıyor. Ondan sonra da, stadlarda insanlar futbolcuların, birbirlerinin kafasına koltuk, şişe, çakı, taş atıyor.

Akılları sıra, söylenti çıkarıp, gazetelerinin daha fazla okunacağını zannediyorlar.

Toplum olarak zaten garip, çok çabuk sinirlenen, asabi bir ruh yapımız var. Bizim beğendiklerimizi beğenmeyenleri, bizimkinden başka hobileri olanları, tuttuğumuz takımdan başka takımı tutanları, başka tür müzik dinleyenleri, başka partiye oy verenleri, başka türlü giyinenleri, başka gazete okuyanları düşman gibi görüp, selam vermeyi bırak, gördüğümüz yerde dövesimiz geliyor. Bunun üstüne bir de gaza getirilince, zıvanadan çıkıyoruz. Şampiyon olmuş bir takımın seyircisinin kutlama yapmasına bile tahammülümüz yok. "Benim takımım şampiyon olmadı, canın cehenneme, burada kutlayamazsın, döverim" diyen bir mentalitemiz var. Ama kendi takımı şampiyon olsa, diğer takım taraftarının evine gidip, penceresinin altında sabaha kadar davul çalar.

Söylemek istediğim, spor basını kasıtlı olarak "yalan haber" yazmaktadır. Yazdığı her yalan haber, yeni bir söz dalaşı için malzeme olacaktır. Bütün bunlar olurken, insanların tehlikeli bir şekilde kutuplaştığını görüp, kıs kıs gülüyorlar, ya da bana ne diyorlar.

0 yorum :